Çocuk Ergen Psikiyatristi Doç. Dr. Tuna Çak
Ebeveynlerin çocuklarının gelişim sürecinde sosyal etkileşim, dil gelişimi ya da oyun davranışı alanlarında bir endişeleri olduğunda çocuk ergen psikiyatri hekimi tarafından gelişimsel değerlendirme yapılması otizmin erken tanısında kilit rol oynar. Aileler bazen endişe ile bu değerlendirmeden kaçınabilirler. Oysa gelişimsel farklılık otizmden bağımsız olabileceği gibi erken değerlendirme ve doğru destek ile çocuğun refahı hedeflenir.
Otizm, yaşamın erken dönemlerinde başlayan ve yaşam boyu süren, sosyal ilişkiler, iletişim ve dil, davranış ve bilişsel gelişmede niteliksel farklılıklarla nöropsikiyatrik bir durum olarak kabul edilmektedir. Otizm biyolojik kökenli, insan beyninin yapısal olarak değil işlevsel olarak farklı çalışmasından kaynaklanan, kişinin yaşamında dünya ve diğer insanlar ilişkisini, sosyal etkileşimini olumsuz sayılabilecek yönlerde etkileyen nörogelişimsel bir engel durumudur aslında.
Otizm tanısı çocuk ergen psikiyatri hekimi tarafından detaylı klinik değerlendirme sonucu konulan klinik bir tanıdır, yani otizm tanısını doğrudan gösteren herhangi bir laboratuvar tetkiki, görüntüleme yöntemi ya da test yoktur. Tanılama için gerekli veriler “çocuğun gelişim süreci” ile ilgilidir. Gelişimsel farklılıklar nedeni ile başvuran çocuklarda gelişim öyküsü ayrıntılı olarak alınır ve işitme, sözel olmayan iletişim, sosyal uyum, oyun gelişimi, bilişsel yetiler, eşlik eden ritüeller ve davranışlar ayrıntılı bir biçimde değerlendirilir. Otizm tanısı için birkaç görüşme yapılması gerekebilir. Gerekli durumlarda eşlik eden olası fiziksel durumların tespiti için işitme testi, Gelişimsel Pediatri, Çocuk Nöroloji konsültasyonları da istenebilir.
Değerlendirme Süreci
Otizme özgü farklı gelişimsel göstergelerin 30 ay öncesi başladığı görüşünde uzlaşılmasına karşın küçük yaşlarda ayırt edilmesindeki zorluk nedeniyle tanı konabilmesi genellikle 30-36’ncı aylarda olabilmekte. Otizmin erken dönem belirtileri (0-24 ay) ile ilgili veriler ebeveynlerin çocuklarında iki yaş hatta daha öncesinde farklılıklar ya da gecikmeler tanımlamaları, geçmişe dönük video kayıtlarının incelenmesi ve geleceğe dönük vaka takiplerinden belirlenir.
Bebeklik döneminde var olan otizm belirtileri 2-5 yaş döneminde de devam eder, temel belirtiler netleşir ve gelişime bağlı olarak çeşitlenir. 2-3 yaş dönemi otizmde en sık başvuru yaşıdır. Başvuru çoğunlukla konuşma gecikmesi ile gerçekleşir. Bu yaş döneminde otistik çocukların fiziksel gelişimleri sağlıklıdır. Kaba motor beceriler genellikle iyi ve yaşlarına uygundur. Birçok otistik çocuk mekanik oyuncakları kolaylıkla takıp sökebilir, yap-bozları yapabilir.
Duyu İşleme Farklılıkları
Sosyal alanda bebeklik döneminde gözlenen çevreye ilgisizlik daha belirgin hale gelebilir. Çevredeki kişilerin ya da ebeveynlerin yüzüne bakmama en sık görülen özelliklerdendir. Göz teması kuran otistik çocuklar da görülmesine karşın, göz temasında nitel bir bozulma gözlemlenir. Pek çok otistik çocukta göz teması anlık, geçici ve herhangi bir sosyal anlam içermez tarzda olma eğilimindedir. Tamamen kendilerine ait bir dünyada yaşıyor gibi duran bazı çocuklar, çevrelerinde olup bitenlere karşı sıklıkla kayıtsız görünebilirler. Çağrıldıklarında tepki vermez, konuşurken dinlemez gibi görünürler. Sıklıkla bebekliklerindeki gibi fiziksel temastan hoşlanmazlar.
Seslenildiğinde bakmayan veya seslere hiç tepki vermeyen otistik çocuklar olduğu gibi farklı seslere duyarlı olan ve aşırı tepki gösteren çocuklar da vardır. Bazı sesleri (özellikle yüksek sesler) duyduklarında elleriyle kulaklarını kapatabilirler. Zaman zaman işitme sorunu varlığını düşündürecek düzeyde seslere tepki vermezlerken, bazı seslere (TV reklamları, pop müzik klipleri, elektrik süpürgesi sesi vb.) son derece duyarlı olabilirler.
Seslere benzer şekilde acı, sıcak ya da soğuk gibi dokunsal uyaranlara hiç tepki vermeyen otistik çocuklar olduğu gibi, soğuk suyla ellerini yıkarken ağlama, eline bir toplu iğne battığı zaman çığlıklar atma gibi farklı dokunsal uyaranlara şiddetli tepkiler veren çocuklar da vardır.
Genellikle yaşıtlarından farklı olarak yaşlarına uygun olan tehlikeden kaçınma davranışı göstermezler. Ellerini daha önce yakan sobaya tekrar dokunabilirler ya da her seferinde caddeye fırlayabilirler. Yaşlarına uygun şekilde tehlikelerden kaçınmamalarına karşın, nedeni bizler tarafından anlaşılamayan korkuları (elektrik süpürgesinden ya da su içmek için kullanılan pipetlerden korkmak vb.) olabilir.
Tipik gelişim gösteren çocuklar bu yaş döneminde en sevdikleri oyuncakları, yeni başardıkları davranış ve eylemleri heyecanlanarak etrafındakilere göstermekten büyük haz alırlar. Ancak otistik çocuklarda sevdikleri ya da oynadıkları oyuncakları etraftakilere gösterme, yeni edindikleri becerileri çevreye göstermeyi ve paylaşmayı isteme yönünde davranışlar pek gözlenmez. Diğer yandan özel ilgi alanı söz konusu ise yoğun biçimde o oyuncak, nesne veya konulara yönelip bu alanı paylaşmak için kabul edilmiş sosyal normlar dışında ilişki kurmayı deneyebilirler. Yine tipik gelişen çocuklar yaşıtlarını gördükleri zaman yanlarına gitme, oyunlarına dahil olma isteği gösterirler. Özellikle otistik oğlan çocuklar yaşıtlarına pek yanaşmazlar, uzak dururlar ya da yalnızca koşma ya da zıplama gibi daha tekdüze oyunlara katılırlar.
Çocuğunuzda bu duyusal farklıların hepsi ya da bazıları olabilir. Hassasiyetler zaman içinde, çevresel ya da duygusal etkenlerle değişebilir. Bugün yeni tanı alan yetişkin otistiklerin beyanlarından da bildiğimiz üzere pek çok kişi küçük yaşlardan itibaren uyum sağlamak için kendini gizlemeyi öğreniyor. Dolayısıyla uzmanlar ve aileler olarak gözden kaçırabildiğimiz ve geç tanı olan çocuklara da rastlıyoruz.