Av. Deniz Yazgan Şenay
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 42. maddesinin yedinci fıkrasının son cümlesi uyarınca “Devlet, durumları sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olanları topluma yararlı kılacak tedbirleri alır.”
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun “Türk Milli Eğitiminin Temel İlkeleri” başlıklı 8. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca “Özel eğitime ve korunmaya muhtaç çocukları yetiştirmek için özel tedbirler alınır.” Bu hüküm bağlamında, özel eğitime muhtaç çocuk kavramı Türkiye Milli Eğitim sistemine kazandırılmıştır.
Türkiye’de özel eğitim uygulamalarının sınırlarını ve usulünü belirleyen norm ise 1997 yılına dayanır: 573 sayılı Özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 3. maddesinin (b) fıkrası, özel eğitimi “özel eğitim gerektiren bireylerin eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için özel olarak yetiştirilmiş personel, geliştirilmiş eğitim programları ve yöntemleri ile onların engellilik durumu ve özelliklerine uygun ortamlarda sürdürülen eğitimi” şeklinde tanımlar.
07.07.2018 günlü ve 30417 sayılı Resmî Gazete ile yayımlanan Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde ise dilin güncellendiği ve tanıma eklemelerin yapıldığı fark edilmektedir. Yönetmeliğin 4. maddesinin (ş) bendine göre özel eğitim;
“Bireysel ve gelişim özellikleri ile eğitim yeterlilikleri açısından akranlarından anlamlı düzeyde farklılık gösteren bireylerin eğitim ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamak üzere geliştirilmiş eğitim programları ve özel olarak yetiştirilmiş personel ile uygun ortamlarda sürdürülen eğitim” olarak tanımlanır.
One Comment